Yüzyıllardır alternatif tıpta kullanılan zencefili Türkiye’de kurabiyelerde daha fazla görsek de aslında kış aylarında iyileştici özelliğinden dolayı da yaygın olarak kullanılıyor. Araştırmalar gösteriyor ki zencefil Dünya genelinde en çok tüketilen çeşni. Taze, kurutulmuş, toz halinde hatta yağ halinde ve suyu da kullanılabildiği için oldukça bereketli bir baharat. İlk hapşurmada annemizin çayımıza katmasıyla tanıştığımız zencefilin sağlık açısından nasıl mucizevi yararları olduğunu, zencefilin az bilinen faydalarını ve bu on parmağında on marifet baharat hakkında bilmeniz gereken her şeyi sizler için araştırdık.
Zencefilin Tarihi
Zencefil; kakule ve zerdeçal ile aynı bitki ailesine mensup. Baharatlı aromasını sağlayan maddeler keton ve gingerol. İngilizce adı olan “Ginger” kelimesi Orta Çağ’da “gingivere” olarak kullanılmış. Yani aslında içeriğindeki en önemli madde olan gingerol; ismini bitkinin kendisinden almış. Sanskritçe’de “boynuz kökü” anlamına gelen srngaveram kelimesi, Yunanca’da da ziggiberis olarak anılan bitkiye Latince “zinziberi” denmiş ve biz de Türkçe’ye zencefil olarak uyarlamışız.
İlginç bir şekilde zencefil artık doğada kendi başına bulunmuyor, hep yetiştiriliyor; bu nedenle asıl kökeni konusunda kesin bir bilgi yok. Hindistan ve Çin’de zencefilin tıbbi amaçlarla 5.000 yıldan fazla zamandır kullanıldığı düşünülüyor ve tüm Dünya’da en yaygın olarak Hindistan’da yetiştiliyor. Hindistan’da tarihin ilk zamanlarından beri tatlandırıcı olarak zencefil kullanılması da elbette bir tesadüf değil. Hatta 2.000 yıl önce Hindistan’ın Roma İmparatorluğu ile yürüttüğü ticarette zencefil çok değerli bir ürün olarak tarihteki yerini almış. Roma İmparatorluğu’nın çöküşünden sonra da Avrupa’ya diğer baharatlarla birlikte taşınmış ve ticareti yapılmış.
Bu baharat 13. ve 14. Yüzyıllarda o kadar değerliymiş ki bir buçuk kilo zencefilin fiyatı bir koyun fiyatına eşitmiş. Orta Çağ’da tatlılarda kullanılmaya başlanmasıyla zencefilli kurabiyeler İngiltere Kraliçesi Birinci Elizabeth’in de katkısıyla geleneksel Noel tatlısı haline gelmiş.
Zencefilin Kullanımı, Hazırlanması ve İşlenmesi
Zencefil taze, kurutulmuş, salamura, toz, rende ve şekerlenmiş gibi pekçok formda kullanılıyor. Tadının hem tatlımsı hem de güçlü ve baharatlı bir aromaya sahip olması açısından da ilginç bir baharat.
Yağ haline getirilmesi durumunda yağın yoğunluğu zencefilin olgunluğuna göre artıyor; bu nedenle zencefil yağı yapmak üzere yetiştirilen zencefiller daha geç toplanıyor. Eğer zencefil yağı yapılacaksa kökler en az dokuz ay sonra topraktan alınıyor. Taze olarak kullanılacak olan kökler yaklaşık beş ay toprakta kalıyor ve kabukları oldukça ince oluyor, tadı da olgun zencefillere göre daha hafif. Uzakdoğu’da sushinin yanında turşu olarak çok yaygın bir şekilde tüketilen zencefil tatlı sirke içerisinde bekletiliyor ve pembe bir renk alıyor.
Sekiz aydan fazla süre toprakta kalıp olgunlaşmış olan zencefillerin sert bir kabuğu oluyor ve tüketmeden önce kabuğunu soymanız gerekiyor. Zencefilin en yaygın kullanıldığı hali de bu zaten. Şekerlenmiş zencefiller ise şeker şurubu ya da toz şeker ile kaplanıp tüketiliyor.
Zencefilin Nerede Yetiştirildiği Önemli Mi?
Çeşitli analizler sonucunda zencefilin taze ve kurutulmuş halinde en az 115 bileşen bulunmuş. Gingerol maddesi taze zencefilde, kurutulmuş haline oranla daha az bulunuyor. Fakat kurutulmuş zencefilde de şogaol (shogaol) bileşenlerinin yoğunluğu daha fazla.
Taze zencefil köklerinde 31 adet gingerol bileşeni bulunmuş. Herbir bileşenin zencefillerde ne kadar bulunduğu kökün geldiği ülkeye göre değişiyor. Bu faydalı baharat üzerinde yapılan araştırmalar kökün bu özelliğinden dolayı standart bir biaktif bileşen sonucu vermiyor. Buna rağmen ilginç bir şekilde farklı coğrafyalardan gelen zencefiller genetik olarak birbirinden ayrılmıyor. Bileşenlerin farklı coğrafyalarda yetişen zencefillerde değişik miktarlarda bulunmasından dolayı tavsiye edilen tüketim miktarı da günde 250 mg ile 4.8 mg arasında değişiyor.
Zencefilin Sağlığa Yararları Nelerdir?
Zencefil yüzyıllardır kanserden soğuk algınlığına kadar geniş bir yelpazede hastalıkları tedavi etmek için kullanılıyor. Diğer tıbbi bitkiler ve otlar gibi bu baharatın yararları da bilimsel bir veri olmadan kulaktan kulağa söylenerek yüzyıllarca yayılmış. Zencefilin sağlığa yararlı olduğunun ilk yazılı kaynaklarından birisi MS.2 Yüzyıl’da Dioscorides’in yazdığı Materia Medica kitabı. Bu kitapta zencefilin sindirim sistemi rahatsızlıklarına iyi geldiği, mide ve bağırsak için kullanılabileceği yazıyor. Son yıllarda bilim dünyası da zencefilin bileşenlerine ve etkilerine yoğun bir ilgi göstermeye başladı ve araştırmalar ile deneyler yapılmaya başlandı. Artık zencefilin faydaları hakkında bilimsel kanıtlar okuyabiliyoruz. Biz bu yazıda bu deneylerden ve sonuçlarından da bahsedeceğiz.
Zencefilin Antioksidan Özellikleri Var
Oksitlenme sebebiyle oluşan stresin sayısız hastalığa sebep olduğu yaygın bir şekilde biliniyor. Zencefilin ise bu hastalıkların, özellikle de yaşa bağlı oksitlenmenin etkilerini azalttığı kanıtlandı.
Zencefil kökü çok yüksek miktarlarda (3.85 mmol/100 g) antioksidan içeriyor ve bu miktarları geçen sadece birkaç böğürtlen çeşidi ve nar var. Fareler üzerinde yapılan deneyler de oksitlenme sebebiyle böbrek hastalıkları yaşayan farelerin zencefil tükettiğinde böbreklerinin daha az zarar gördüğünü kanıtlamaktadır.
Yine fareler üzerinde yapılan deneylerde farelere radyasyon verilmiş ve zencefil tüketen farelerin radyasyonun yan etkilerine daha az maruz kaldığı görülmüştür. İşte bu sebeple doktorlar kanser hastalarına da zencefil kullanmasını öneriyor.
Zencefil Romatizmaya İyi Geliyor
Zencefil geçmiş çağlardan beri eklem iltihabı, buna bağlı şişmeler ve acıyı dindirmek için kullanılıyor. Gerçekten romatizmal hastalıkları tedavi edici bir özelliği olduğu ise 2005 ve 2007 yıllarında iki ayrı araştırmayla kanıtlandı. Yapılan deneyler zencefilin içerisindeki gingerol maddesinin ateş ve acı ile doğrudan ilişkili bir reseptör ile etkileşime geçtiğini ve etkisini azalttığını gösteriyor. Romatizmal hastalıkları tedavi eden ilaçlar içerisinde gingerol maddesinin kullanılması da bu nedenle şaşırtıcı değil.
Zencefil yağı üzerinde yapılan bir araştırma da romatizmal hastalıkları olan farelere 26 gün boyunca zencefil yağı verildiğinde eklemlerindeki şişmelerin dikkat çekici bir oranda azaldığını gösteriyor. İnsanlar üzerinde yapılan deneylerde ise şaşırtıcı bir sonuç var; zencefil yağı kalçada tutulan romatizmaya bir etki etmezken 3 ay ile 2 yıl arasında zencefil yağı kullanan romatoidartirit hastalarının ağrılarında ve şişliklerde azalma, genel kas rahatsızlıklarında iyileşme görülmüş. Bu nedenle biz romatizmal hastalıklara sahip olan okuyucularımızın zencefil yağı kullanmadan önce doktorlarına danışmanlarını ve onay almalarını öneririz.
Zencefil Mide Bulantısına İyi Geliyor
Geleneksel olarak baktığımızda zencefil en çok mide bulantısının tedavisinde kullanılıyor. Çok sayıda bilimsel araştırma da zencefilin genel olarak mide bulantısını geçirici özelliği olduğuna işaret ediyor ve geleneksel kullanımı destekliyor.
Zencefilin mide bulantısını geçirmesi aslında gaz giderici özelliği ile doğrudan bağlantılı. Bu mucize baharatın mideye etkisini ölçen bir araştırma mide kramplarını ve gazı çok büyük ölçüde azalttığını kanıtlamıştır. Öyle ki geçmiş çağlarda gemiciler de deniz tutmasının etkilerini azaltmak için zencefil kullanıyorlarmış. Fakat ilginç bir şekilde taşıt tutmasına zencefilin bir etkisi olmadığı bulunmuş.
Zencefilin mide bulantısına nasıl iyi geldiği aslında çok net değil. Bazı araştırmalar zencefil bileşenlerinin serotonin hormonu reseptörlerine tutunup direkt olarak sindirim sisteminde ve sinir sisteminde etkileşime girdiğini gösterse de bu veriyle çelişen deneyler de var. Yine de zencefil doktorlar tarafınadan hamilelik, kemoterapi ve bazı ameliyatlardan kaynaklanan mide bulantılarına karşı tavsiye ediliyor.
Hamile kadınlar üzerinde yapılan bir deneyde katılımcılar iki gruba bölünmüş ve bir grup mide bulantısına karşı 650 mg zencefil tüketirken diğer grup 25 mg B6 vitamini kullanmış. Günde 3 kere tekrarlanan ve 4 gün boyunca süren deney sonucunda zencefilin hamileliğe bağlı mide bulantısına B vitamininden daha iyi geldiği bulunmuş.
Zencefilin Aktikanserojen Özellikleri
Son zamanlarda zencefil üzerine yapılan pekçok araştırma bu baharatın kanseri önleyici ve hastalığın ilerleyişini durdurucu özelliklerine odaklanmış durumda. Bu mucize kökün kanserin büyümesini durdurma özelliği lenfoma, göğüs kanseri, cilt kanseri gibi çeşitli kanser tipleri üzerinde denendi. Zencefilin antikanserojen özellikleri de yine içerisindeki gingerol maddesinden geliyor.
Fareler üzerinde yapılan bir deneyde de bu harika baharatın cilt tümörlerini küçülttüğü görülmüş. Elbette zencefilin hangi formda ve ne kadar tüketileceği kanser tipine ve ilerleyişine göre değişiyor. Bu amaçla kullanacaksanız mutlaka doktorunuza danışmalı ve onun yönlendirmesine göre hareket etmelisiniz.
Zencefil Kalbe İyi Geliyor
Kanser önleyici özelliklerinin yanında zencefilin kalp sağlığını koruyan bir etkisi olduğu üzerine de bilimsel bulgular var. Fareler üzerinde yapılan deneyler umut vaad edici olsa da insanlar ile yapılan araştırmaların bir kısmı birbiriyle çelişiyor. Örneğin zencefil kullanımının ameliyat sonrasında kanama riskini arttırdığına dair kanıtlar var. Bu nedenle sağlık sorunu olanların, ameliyata girecek olanların zencefil tüketmeden önce doktorlarından onay alması gerekiyor.
Özellikle tatlılarda ve yemeklerde kullandığımız bu baharat aslında bilimsel olarak kanıtlanmış pekçok faydaya sahip. Bundan sonra zencefile farklı bir gözle bakacağımız kesin. Elbette tedavi edici bir takviye olarak kullanmadan önce kronik rahatsızlıkları olanların mutlaka doktorlarına ne kadar ve ne süreyle zencefil tüketlemeleri gerektiğini sormalarını ve onay almalarını öneririz.